16 Şubat 2018 Cuma

Endüstri - Lojistik 4.0

ENDÜSTRİ 4.0,
LOJİSTİK, ENDÜSTRİ, TİCARET, SINIRLAR, KURALLAR YENİDEN YAZILIYOR!

Hayatımıza 2010 yıllarda giren Endüstri 4.0 teriminden bu yana 2015 yılında üretimde olan 80.000 robot sayısının 2018 yılında 2.5 milyon ünite robota çıkması bekleniyor. Bunun 1.5 milyonunun Asya ülkelerinde olması tahmin ediliyor.

Yani ütopik denen fikirlerin gerçek olmaya yakın olduğu zamanların eşiğindeyiz.

Endüstri 4.0, Kilit Nokta İnternet!

Atalarımızın zamanla geliştirdiği endüstri devrimlerinde her şey buhar gücüyle başlayıp, sırayla üretimin içine elektrik gücünün girmesi ve üretim bantlarıyla üretim hızı büyük bir aşama kayıt etti.
Endüstri 3.0’da bilgisayarların gelişmesi ve otonom çalışabilmesiyle, makineler ve robotlar üretim bantlarında insanların yerini almaya başladı.

Girilen Endüstri 4.0 devrimiyle uzmanlara göre bilgisayarlar ve otomasyon sistemleri yepyeni bir şekilde bir araya gelecek ve beraber çalışacak. Öğrenme algoritmasına sahip robotlar birbirleriyle insan operatörlerin çok düşük bir kontrol payıyla kendi aralarında iletişime geçecekler.

Akıllı Fabrikalar

Akıllı fabrikalar, siber-fiziksel sistemler ile fiziksel süreçleri gözlemleyebilecek ve kendi başına kararlar alabilecek eşyalardan oluşacaklar.

Nesne interneti olarak tanımlanan bu fiziksel sistemlerde, makineler, eşyalar kendi aralarında iletişim kurabilecek, birbirleriyle ve insanlarla gerçek zamanlı olarak kablosuz internet üzerinden işbirliği yapabilecek.

Endüstri 4.0’ın Dezavantajları

İnternet üzerinden birçok sistemin bağlı olduğu bu yapıda, devasa ölçekte üretim, lojistik eşyaların interneti üzerinden birbiriyle bağlantıda olduğu için siber saldırılara karşı fabrikaların korunması büyük önem içeriyor.

Üstün düzeyde güvenilirlik ve istikrar siber-fiziksel iletişim için gerekli, üretim bandlarında insanların yerini robotların alması ise çalışan nüfus için elbette büyük bir tehlikeler doğurabilir. Konuyla ilgili her zaman olumlu mesajlar veren Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’nın Endüstri 4.0’a ilişkin korkutucu uyarıları da medyada uzun bir süre yer almıştı.

Endüstri 4.0 Nasıl Mümkün Olacak

Endüstri 4.0 dijital teknolojideki birçok büyük buluşun kombinasyonu ile mümkün hale geliyor. Bunlar ileri robot teknolojisi ve yapay zeka, aşırı gelişmiş sensörler, bulut teknolojisi, Nesne İnterneti, veri inceleme ve analiz programları, 3-D baskı yapan dijital üretim aletleri, akıllı cep telefonları, akıllı saatler, navigasyon sistemi kullanan ve algoritmaya sahip motorlu araçlar, sürücüsüz otonom hareket eden araçlar gibi halihazırda tedarik zincirinin önemli parçasını içeren yukarıdaki unsurların bir araya gelmesiyle oluşuyor.

Aslında yukarıda anılan teknolojiler genellikle bireysel olarak değerlendiriliyor, fakat her bir icadın bir araya gelmesi ve sinerjisiyle fiziksel ve sanal bir dünya meydana geliyor.

Bu teknolojik altyapı aslında hala emekleme aşamasında. Fakat şimdiden üretimin şeklini değiştirmeye başladı. Endüstri 4.0’ı ilke olarak edinen firmalar ürünün başlangıcından bitişine kadar çok dikkatli bir şekilde takip ediyorlar.

Endüstri 4.0’ın en büyük takipçisi ve başlatılan nokta Almanya, ülkenin başarılı Bosch, Daimler, Siemens gibi üretim aktörleri Endüstri 4.0’a bağlılık yemini etti ve tüm üretimlerinde akıllarına ilk gelen fikir; Endüstri 4.0’ı mevcut üretim modelimize nasıl entegre edeceğiz.

 Amerika, Japonya, Çin, İskandinav Ülkeleri ve İngiltere’de Endüstri 4.0 modeli hızla yayılıyor.

Avrupa, Çin’e Kayan Üretimde Eksen Kaymasını, Geri Almaya Çalışıyor!

Kimi makalelerde, Endüstri 4.0’ın çok kısa bir sürede hayata geçmesi beklentisinin; Çin’in düşük insan gücü maliyetleriyle Amerika’dan ve Avrupa’dan çaldığı üretim potansiyelini, Avrupa ve Amerika’nın Endüstri 4.0 ile geri almak istemesi olduğu belirtiliyor.

Günümüzde Çin düşük insan gücü maliyetiyle üretimde avantaj sağlayarak dünyanın üretim merkezi olurken, eğer Avrupalı üreticilerin Endüstri 4.0’ı fabrikalarında uygulamaya koyması durumunda maliyeti düşürerek, kalite, verimlilik, planlamadaki olağanüstü artışla, üretimi tekrar ülkelerine çekmeleri mümkün olabilir.

Endüstri 4.0 İle Firmalar Neler Kazanacak

Firma içinde her birimi ve tüm hiyerarşisiyle dijital olacak, dış bağlantılarında ise tedarikçiler, ortaklar, dağıtıcılarla internet bağlantısıyla sürekli veri aktarımı gerçekleştirecek.

İleri depo envanter yönetim sistemi olarak adlandırılabilecek bu sistemde, üreticiler, dağıtım ağları, taşımacılar, tedarikçiler bir ağda buluşarak, çok daha hızlı anlık veri paylaşımlarıyla otomatik üretim emri verecek, alacak.

Esnek üretim noktalarında ise programlanabilir robotların üretimin büyük bir bölümünü gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu fiziksel dünyanın bir anlamda sanallaştırılması. Yeni ürünler, yeni üretim bandları çalışmaya başlamadan önce robotlarca defalarca deneme yaparak, çalışma saatlerini ve verileri kayıt ederek, tam üretime başlamadan önce tüm verileri hesaplayarak, üretime konması beklenen ürünün karlılığını, tam üretime girmeden önce üreticilere büyük ipuçları verecek.

Analiz ve Müşterilerle Yakın İletişim Endüstri 4.0’ın Kilit Noktalarından

Endüstri 4.0 tedarik zincirini çok daha duyarlı hale getiriyor. Üreticilerin müşterilere çok daha anlık ulaşmasını ve iş modellerini buna göre adapte etmelerine olanak sağlıyor.

Son endüstri devrimlerinde Japon otomobil endüstrisiyle başlayan kalite ve yalın üretim (ürün ve hizmet yaratma sürecini israflardan arındırıp sadeleştirerek sunulan değeri mükemmelleştirmek ve bu yolla firma karlılığını arttırmak amacını taşıyan kavram, sistem ve teknikler bütünü) yaklaşımı tüm üreticilerce benimsendi ve dünyaya yayıldı. Shitsuke, Hoşin Kanri gibi kalite sistemleri yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bu sistemlerde üretimi geliştirmek,  maliyetleri düşürmek için sürekli analizler, düzenli çabalarla ürün kalitesinde ve güvenilirlikte belirli bir konuma ulaşıldı.

Endüstri 4.0 üretimde kendini tanımayı ve geliştirmeyi makineler aracılığıyla gerçekleştiriyor, bu sebeple değer zinciri bilinçli hale geliyor.

Örneğin makineler üretimde israf gerçekleştirdiği zaman, anında tespit ile üretim zincirine ön uyarı ileterek, maliyeti düşürecek ve üretim kalitesini arttıracak.

Bu durum şuna benziyor; GPS sayesinde sürücüye iletilen anlık kaza uyarısıyla yeni rota belirlenmesi gibi.


 Mevcut üretim sistemlerinde en büyük sorunlardan biri üretimde ve operasyonlarda işlemlerin, maliyetlerin doğru analiz edilememesi.

Zayıf veriler, gerekli verilerin incelenmemesi, doğru veriye ulaşma sorunu üretimin veya lojistik operasyonların doğru analiz edilmesini zor kılıyor.

Fakat endüstri 4.0 ile devreye girecek bilgi ağıyla, firmalar, müşteri talepleri ve tedarik zinciri hususunda tonlarca bilgiyi kayıt ve analiz edebilecek.

Firmalar Endüstri 4.0’a Nasıl Hazırlanır

Uzmanlara göre firmanın dijital yetenekleri Endüstri 4.0’a hazır olmak için hayati önem taşıyor. Bu dijital yeteneği geliştirmek zaman ve konsantrasyon alsa da, adım adım ilerlemek önem taşıyor. Şevkle adım atılarak, rakiplere karşı ilk hamle avantajını iyi kullanmak gerekiyor. Aşağıdaki beş adımın başarılı firmalar için hayati olduğu düşünülüyor.

1)      Önce bir Endüstri 4.0 strateji haritası oluşturun.
Ulaşmak istediğiniz seviye için önce dijital seviyenizi ölçün. Boşluğu kapatmak için açık hedefler belirleyin. İşinize en fazla katkıyı sağlayacak değeri getirin ve bunun genel stratejinizle uyumlu olduğundan emin olun. Şirketinizin tüm üst düzey kadrosunun bu projeye bağlılığını sağlayın.

2)      Pilot projelerle başlayın.
Her proje başarılı olmayabilir fakat size firmanızın nasıl bir yol izlemesi hususunda yaklaşımınızın nasıl olması gerektiği hususunda kılavuz olacaktır. İlk denemelerde nispeten dar çerçevede fakat materyal alımından tüketiciye mal teslimine kadar projeler hazırlamak faydalı olacaktır. Henüz var olmayan altyapı standartları için telafi edecek sistemler geliştirilebilir, firmanın iştigali dışındaki teknoloji liderlerinden destek alınabilir, IT hizmeti veren şirketler, üniversiteler, sanayi kuruluşlarıyla işbirlikleri geliştirmek ve dijital yaratıcılığı operasyonlarınıza derç etmek, projenize büyük fayda sağlayacaktır.

3)      Size gerekli olan ihtiyaçları belirleyin
Pilot projelerinizde ortaya çıkan tespitleriniz sonrası hedefinize ulaşmak için size gerekli olan sistemler için yol haritası belirleyin. Teknolojiye imkân veren iyi tasarlanmış Bilgi İşlem altyapısı işinizi ileriye taşıyabilir, bunun için doğru kişileri işe almak ve doğru partnerleri seçmek için strateji belirlenmesi de ihtiyaçlarınız için gerekli. Firmaların Endüstri 4.0’da başarılı olması firmanın kazandığı yetenekler ve bilgiyle doğru orantılı.

4)      Veri Analizi Hususunda Virtüöz Olun
Endüstri 4.0’da başarı, firmaların operasyonlarında yaşanan veri olasılıklarını çözebilmesi ve verilerin analizini yaratıcı ve efektif şekilde çözümlemesine bağlı. Operasyonlarınızın tüm birimlerindeki verileri birleştirmeniz, örneğin kalite, lojistik ve mühendislik hizmetlerinizin verilerini ortak bir sistemde analiz edilmeli, analizler sonrası verilen hizmetin firmanızın rakiplerinden ayrılmasına ve müşteri çekmenize fayda sağlamasına çalışılmalıdır. Akıllı sistem dizaynlarıyla müşterilerin ihtiyaçlarına göre gerçek zamanlı analizlerle özel hizmetler yaratılması ve sürekli verilen hizmetin geliştirilmesi de sistemde rol oynuyor.

5)      Dijital Bir Kimliğe Bürünün
Endüstri  4.0 için firmaların operasyonlarında tamamıyla yeni bir anlayışın devreye girmesi gerekiyor. Firmada dijital bir kültür yaratılmalı, tüm çalışanlar teknolojinin yaptıkları işe nasıl derç edilebileceği hususunda fikirler üretmeli, deney yapmaya ve yeniliklere gönüllü olmalı ve her gün gelişen süreçlere uyum sağlamalı.

Lojistik 4.0
Lojistik alanında firmaların mevcut IT altyapısını geliştirerek, üreticilerle gerçek zamanlı iletişim içinde tedarik zincirine bağlanmaları ve bunun için kendilerini geliştirmeleri gerekiyor.

Ayrıca lojistik firmalarının depolarında akıllı sensör ve barkod uygulamalarıyla mümkün olduğunca dijitalleşerek robotların lojistiğe katılması önem arz ediyor.

Endüstri 4.0’ın önemli temellerinden biri de katar sistemiyle çalışan, mümkün olduğunca daha çok yükü bir arada taşıyan, nesne internetiyle iletişimde olan yük organizasyonları.

Uzun vadede örnek projeler içinde sadece çekicinin fabrikaların önünde durarak, otonom hareket eden yarı römorkları katarına takarak, nesne internetiyle dağıtımını gerçekleştirmesi, alıcıya ulaşan yarı-römorkun katardan ayrılıp, fabrikaya ulaşması, sensör ve barkod teknolojisiyle fabrika içinde nesne internetiyle depodaki yerine robotlarca taşınması gibi ileriye dönük projeler var.

Google’ın hâlihazırda sürdürdüğü insansız araç çalışmaları, fabrikalarda çalışan otonom hareket eden yük taşıyan ve barkoda göre otomatik malları indiren robotların ilk örnekleri oluşturduğunu söylemek mümkün.

Alibaba, Uber, Amazon gibi büyük elektronik ticaret şirketlerinin ise Lojistik 4.0 üzerine çok büyük projeleri olduğu sır değil.

Son olarak Uluslararası Taşımacılar Birliği (IRU) internet sitesinde UBER ile ilgili yayınlanan makalede UBER’in taksiler için oluşturduğu sistemin benzerini eşya taşımacılığı için oluşturmaya çalıştığı, üreticilerin taşımacı bulmak için UBER sistemini kullanması yönünde çabalarından bahsediliyor. UBER bu sistemle tüm taşımacı şirketleri altyapısında bulundurarak, forwarderların, firmaların ara maliyetlerini ortadan kaldırarak araç sahibi veya Amazon gibi araç alımlarıyla dev bir şemsiye oluşturmaya çalıştığı yönünde girişimleri var. Hatta UBER bu konuyla ilgili Uzakdoğu’da başarısızda olsa ilk denemelerini yaptı.

Alibaba ise hâlihazırda altyapısında bulundurduğu üreticilere verdiği lojistik hizmetini Çin dışında da genişletmeye çalışıyor. Alibaba’nın Çin’de büyük lojistik şirketlerini de satın aldığı biliniyor.

 Tüm bu anılan gelişmelere karşı taşımacıların ve lojistikçilerin Endüstri 4.0’ı kendilerinin benimsemesi ve şirketlerinde dijital devrimi gerçekleştirmesi, rekabet gücü zayıf olan taşımacılık şirketlerinin ise stratejik ortaklıklar kurması, firmaların gelecekte hayatta kalması için büyük önem taşıyor.

Endüstri 4.0 Mottoları

“Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır, en akıllı adam dijital aklı kullanır”

“Artık en çalışkan olmak rekabette yeterli değil, en akıllı çalışan kazanacak”

“Steve Jobs’un okullarda bilgisayar yazılımcılığı dersinin zorunlu olması gerekiyor yorumu gerçek oldu“


24 Mayıs 2017 Çarşamba

Japon Bilgeliği : 33 Yararlı Tavsiye



  1. Eğer kendi isteğinle yola çıkarsan, binlerce kilometre bir adım gibi gelir.
  2. Sor – Bir dakikalığına utanırsın, fakat öğrenmezsen – hayat boyu utanırsın.
  3. Düşün – karar ver, kararı verdin – düşünme.
  4. Problemi çözmek mümkün ise endişelenmek gereksiz, eğer çözümü mümkün değil ise endişe etmek yine gereksiz.
  5. Çılgın ve aptallara yol verin.
  6. Bir kişiden şüphelenmeden önce 7 kez sorgula.
  7. Karı ve koca, el ve göz gibi olmalıdır. El acırsa, göz ağlar, else onun gözünün yaşını siler.
  8. Kılıca hayatta bir kez ihtiyacın olacaksa bile, onu hep yanında taşımalısın.
  9. Yukarı çok çıkmak isteyen insan merdiveni keşfetti.
  10. Deniz o kadar büyüktür ki, küçük nehirleri aşağılamaz.
  11. Sıradan insanlar olmasa üstün insanlar olmazdı.
  12. Elinden gelen tüm gayreti göster, gerisini kadere bırak.
  13. Aşırı dürüstlük, aptallık ile komşudur.
  14. Gideni tutma, geleni kovalama.
  15. Hız; ara verilmeyen yavaşlıktır.
  16. Kötü adamın arkadaşı olacağına, iyi adamın düşmanı ol.
  17. En uzak yol, yakına atılan bir adımla başlar.
  18.  Şarabı içen zararını bilmez, içmeyen de yararını.
  19. Güzel renkli çiçek, güzel meyve vermez.
  20. Üzüntü yırtık bir elbise gibidir, çıkarken onu evde bırak.
  21. Aşk olduğu zaman, çiçek hastalığı yarası yanakta gamze gibi görünür.
  22. Yatakta yatan adam sendelemez. O yüzden sendelemelerine, hatalarına üzülme.
  23. Güzel bir söz, 3 soğuk kış ayını ısıtır.
  24. Rüzgarın resmini çizerken, rüzgarın nefesini duymalısın.
  25. Evde kahkaha varsa, o eve mutluluk gelir.
  26. Zafer, rakibine göre yarım saat daha dayanabilen kişinin olur.
  27.  Zaman olur ki, kağıt suda batar, taş yüzer.
  28. Gülümseyen yüze ok gelmez.
  29. Soğuk çay, soğuk pirince dayanılır, ama soğuk bakış ve soğuk söze dayanılamaz.
  30. 10 yaşında mucize, 20 yaşında dahi, 30 yaşından sonra sıradan insan.
  31. Mükemmel bir vazo kötü bir ustanın elini asla terk etmez.
  32. Dik olarak durduktan sonra biraz eğilmekten korkmayın.
  33. Derin nehirler, sessiz akar.

Tüm Hayatınızı Etkileyecek 90/10 Kuralı


Tüm Hayatınızı Etkileyecek 90/10 Kuralı

Hayatımızın sadece küçük bir bölümü olayların gelişimine bağlıdır, büyük bir bölümünde günümüzün nasıl geçeceğine biz karar veririz.

Amerikan Yazar Stephen Covey, bu olayı 90/10 Kuralı olarak tanımlıyor. Bu kuralın nasıl çalıştığını basit bir örnekle tanımlayalım.

90/10 Kuralı Nedir?

Gerçek şudur ki hayatımızda gerçekleşen olayların %10’ununu kontrol edemeyiz. Ev veya işyerinde kullandığımız bir cihazın biranda bozulmasını önleyemeyiz, uçağın gecikmesini veya trafik ışığının kırmızıya geçmesini engelleyemeyiz.
Fakat olaylara karşı verdiğimiz tepkiyi kontrol edebiliriz.

Olayların geri kalanına eşit %90, bizim verdiğimiz reaksiyonların sonucudur. Stresli veya kontrol edilemez durumlarda nasıl davrandığımızın sonucudur.

Şunu hayal edin :

Ailenizle kahvaltı ediyorsunuz. Birden kızınız gömleğinize kahvenizi döküyor. Bir anda masadan kalkıyorsunuz, kızınıza bağırıyor, ne kadar dikkatsiz olduğunu haykırıyorsunuz. Sinirle eşinize de kahveyi masanın kenarına bıraktığını bağırarak onu da suçluyorsunuz.

Yatak odanıza üzerinizi değiştirmek için gidiyorsunuz. Dönerken kahvaltısını bitirmemiş ve okul için eşyalarını toplamamış kızınızı ağlarken görüyorsunuz.

Sonuçta kızınız yaşanan olaylar sebebiyle servisi kaçırıyor. Eşiniz hızla işe yetişmek için evden aceleyle çıkıyor, okula da kızınızı siz aracınızla bırakmak zorunda kalıyorsunuz.

Geç kaldığınız için aceleyle tüm trafik kurallarını ihlal ediyorsunuz. Geç kaldığınız işyerinde ise ayrıca bugün işe getirmeniz gereken önemli evrakları da evde unuttuğunuzu fark ediyorsunuz.

Gününüz çok kötü başladı ve böyle de devam ediyor. Evinize döndüğünüzde de karınız ve çocuğunuzun da kötü ruh hallerinin devam ettiğini görüyorsunuz.

Gününüz Niye Kötü Geçti?

a) Kızınız yanlışlıkla üzerinize kahvenizi döktü?
b) Kızınız servisi kaçırdı ve onu okula siz bırakmak zorunda kaldınız?
c) Yolda trafik vardı ve siz işe geç kaldınız.
d) Çünkü siz olaylara karşı yanlış tepki verdiniz.

Doğru Cevap D : Verdiğiniz reaksiyon sizin ve tüm ailenizin gününün kötü geçmesine sebep oldu. Kahvenin dökülmesine engel olamazdınız ama verdiğiniz tepkiyi kontrol edebilirdiniz.

Çünkü Her Şey Başka Şekilde Gelişebilirdi.

Kahve üzerinize döküldü. Kızınız ağlamaya hazırdı. Ona nazikçe şöyle seslenebilirdiniz. “Üzülecek bir şey yok. Lütfen bir dahaki sefere daha dikkatli olmaya çalış” Sakince odanıza gider, üzerinizi değiştirir, gerekli tüm dosyalarınızı sakince toplar, hazırlığınızı yapabilirdiniz. Mutfağa geri döner, camdan gülümseyerek servise binen kızınıza el sallayabilirdiniz. Eşinizle vedalaşarak evden çıkar, işinize 5 dakika erken gider, çalışma arkadaşlarınızla selamlaşarak güne enerjik başlayabilirdiniz.

İki Farklı Senaryo. Aynı başlangıç, Farklı Sonuç!

Hayattaki her şey yaşanan olaylara verdiğiniz tepkilerdir. Elbette başınıza gelen her kötü olayda başkalarını suçlayabilir, şikayet edebilirsiniz fakat bu güzel ve huzurlu yaşamanıza yardım edecek mi?

Doğru  reaksiyon vermeyi öğrenirseniz, bu gününüzü ve hayatınızı çekilmez hale getirmez.

Trafikte ısrarla önünüze geçmeye çalışan araca veya otobanda sizi geçmeye çalışan araca yol verin geçsin, kavga etmek veya yarış yapmak yerine eve birkaç saniye geç varmak ne fark eder.

90/10 Kuralını unutmayın ve bu durumdan hiç rahatsızlık duymayın.

Beklediğiniz uçak geç geldi, bütün planlarınız bozuldu. Havaalanı görevlilerine bağırmayın, onların suçu değil. Nafile ve sadece strese neden olacak gereksiz tartışmalar yerine, bu zamanı okumak için geçirin. Bekleyen yolcularla tanışın ve güzel sohbetler gerçekleştirin.


90/10 kuralını hayatınızda uygulamakla hiçbir şey  kaybetmezsiniz. İnanın sonuçlarına hayran kalırsınız.

Kaynak : Proffesionali.ru

4 Ocak 2017 Çarşamba

Ördek Olma, Kartal Ol!



Bodo Schaffer’dan İş Hayatına ve Kişisel Gelişime Yönelik Tavsiyeler!

Şöyle bir Kızılderili hikâyesi vardır. Tanrı dünyayı yaratırken, canlılara iki seçenek sunar. 

Biri kartal gibi muhteşem bir ruha sahip olmak, diğeri de istiridye karakterinde olmak.

Elbette çoğu insan kartal olmak ister. Yükseklerden heybetli uçmak.

Bazıları ise kartal olmayı istemez. Çünkü onlar için, kartal olmak bir bedel ödemek demektir.

Çaba harcamamak ve cesaretini göstermemek için onlar otururlarken, hiçbir risk almadan, sadece canlı olmak veya hayatını sürdürmek için miskin miskin yaşar.

Hayatta da buna benzer iki seçenek vardır. Biri kartal diğeri de ördek olmak.

Ördekte kartala benzer. Fakat aralarındaki farkı hemen tanırsınız.

Örneğin İkisi de uçabilir. Kartal yüksekten uçarken, ördek mümkün olduğunca hiç yükselmeden suya yakın uçmak için çabalar.

Ayrıca ördek bütün gün öter, öter, bir şeye ulaşamazsa öter, sabah kalktığında öter, yorulduğunda öter, bir arkadaşı bir şey isterse öter. 

Normal hayatta da ördeklerin karakterini hemen tanıyacağımız örnekleri tarayalım.

Otellerde kahvaltının kapanmasından 15 dakika sonra geldiğinizde, ördek otel görevlisi şunu diyecektir. Üzgünüm. Geç kaldınız. Gördüğünüz üzere kahvaltı bitti. Görmediniz mi uyarıyı, kahvaltı saat 10:00’ta bitiyor. Vak vak. Hiçbir şey yapamam vak vak. Mutfak kapandı. Vak vak.

Haydi, birde kartal ruhlu bir görevliyi tanıyalım. Üzgünüm büfe kapandı. Fakat mutfağa gidip, büfe gibi bir zengin bir içeriğe sahip olmasa da, sizin için hemen bir şey hazırlatmaya çalışayım. Ne isterdiniz.

Veya bir mağazada satış görevlisi arıyorsunuz. 100 metre kare içinde sadece ürünün hangi rafta olduğunu sorduğunuz, ördek ruhlu satıcı varsa duyacağınız şu ilk olur, bir dakika bekleyiniz vak vak.  Görmüyor musunuz müşteriyleyim. Bir dakika bekleyin. Geleceğim, her şeye yetişemem vak vak.

Başıma gelen bir olayı anlatayım. Atlanta’da rezervasyon gerçekleştirmiştim. Rezervasyonumda otel tarafından onaylanmıştı.

Otele geldiğimde ise bütün odalar doluydu.

Resepsiyon görevlisi : Bekleyin. Tüm odalar dolu vak! vak!, Eğer tüm odalar doluysa elinden gelecek hiç bir şeyim yok Vak! Vak! Size yeni bir oda yaratamam.
Müdürünü çağırmasını istedim. 

Cevap : Size oda yeni bir şey söylemeyecek.

Artık son olarak bana bir kartal bulun dedim. Başta anlamasa da, bana her şeye hayır demeyecek ve çözüm bulacak birini bulun dedim.Bunu anladı.

Müdür geldi, işte bir kartal. Olayı inceler, incelemez. Kusura bakmayın bizim hatamız. Lütfen bekleyin, size bizim seviyemizde yakınlarda bir hotel bulmaya çalışacağım. Masrafı bizim tarafımızdan ödenecek.

Bu hatamızı düzeltmek için uğraşırken, otelimizde size bir akşam yemeği ısmarlamak isteriz.

İşte bu kartal. Ördek vak vaklarken, Kartal harekete geçer.

İş hayatında, çevremizde, alacağınız personellerde her zaman ördeklerden kaçmalıyız.

İşte Ördek ve Kartal;

Ördekler için ötmek, bahaneler bulmaktır. Hiç bitmeyen kaprislerini dile getirmektir. Hatta bunlar için bir araya gelerek, uzun uzun toplantılar, sohbetler gerçekleştirirler.

Ördekler, her zaman kriz ortamında ilk kovulan kurbanlardır.  Kovulduğunda da ördek hemen buna bahane bulur, şef bana takmıştı der.

Ördek, kötümserdir. Kartal iyimserdir. Ördek hep olumsuzlukları anlatırken, Kartal olumlu şeyler söyler.

Ördek kendinden beklenenleri yapar, çok yavaş, çoğu zaman onu da tam yapmaz.

Kartal ise kendinden bekleneni yapar, hem de istenenden daha fazlasını yapar, mümkün olan en kısa sürede yapar.

Ördek her şeyi bildiğini iddia eder ve yeni bir şey öğrenmemek için de sürekli geçerli bir bahanesi bulunur, Kartal ise eksikliklerini kabul eder ve bilmediğini öğrenmek içinde tüm gücüyle çalışır.

Ördek, en fazla 08.00’den 17.00’ye kadar çalışır, hem de yavaş yavaş, Kartal ise gerekirse 06.00’da kalkar, 21.00’ye 24.00’e kadar tüm verimiyle, hızlı çalışır.

Ördek karar vermek için çok zaman harcar. Kartal ise hızlı karar verir ve kararına güvenir. Cesurdur.

Ördek, yıllarca kendine yapılan haksızlığa ağlar, Kartal ise affeder, işine bakar.

Ördek riske girmez, Kartal ise başta korksa bile gerekli riske girer.

Ördek her zaman kötü hisseder ve öter. Kartal ise iyi hisseder ve susar.

Ördek bahane arar, kartal çözüm arar.

Ördek her olayda problem görür. Kartal ise her problemde fırsat görür.

Ördek, probleme odaklanır ve öter. Kartal ise çözüme odaklanır ve hemen harekete geçer.

Ördek, aç kalır, yeterli yemek bulamazsa ağlar. Kartal ise aç kalırsa, sorumlu kendini bulur, ilave 
yemek bulmak için kendini geliştirir.

Ördek, kendini önemsiz sayar. Kartal ise kendini önemli bulur.

Ördek, ilk zorlukta hedeflerinden hemen vazgeçer. Kartal ise hedefine ve kendine inanır. Sabırlı olur.

Ördekler için hayatta sadece küçük göletler vardır. Kartal için ise çıkılması gereken yüksek zirveler.

Ördekler sürekli engellere takılır ve öter. Kartal ise engelleri yıkar.

Ördekler yetişirken, aileleri onları uçmayı öğretmek için ufak bir yükseklikten uçmasını ister, onlar bu noktadan kaçar. Küçük ilk uçuştan kaçtıktan sonra tekrar geri döner. Bahanelerle sürekli ailelerinin onları desteklemesi ve takip etmesi gerekmektedir.

Kartallar ise ilk uçuşta elinden geleni yapar. Sorumluluğu üstüne alır, ilk denemelerinden sonra yükseğe çıkar. Ailesi ve çevresi onu gururla seyreder. Kartallar etrafındakilere umut ve mutluluk verir.

Tüm bu sebeplerle kartallar hep kahramanlığın sembolü olmuştur.
Kazananlar kartallar gibi yaşar.

Siz hayatınızda hangisini örnek alacaksınız.


9 Aralık 2016 Cuma

Türkiye ve Rusya Başbakanları, Binali Yıldırım ve Dmitri Medvedev Basın Bülteni



Sayın Başbakan Binali YILDIRIM'ın Rusya seyahati ve konuşulacak konular önümüzdeki dönemde Türkiye ve Rusya arasındaki ticari ilişkilere ışık tutacaktır.

Bu kapsamda, Rus Parlamentosunda yayınlanan sonuç toplantısının ve basın konferansının tam çevirisi aşağıdadır.

D. Medvedev- Bu, Sayın Başbakan Yıldırım’la ilk buluşmamız, dahası ilişkilerimizde zorlu dönem yaşanmasından sonra hükümetin başıyla ilk buluşmamız. Bunu olumlu bir şekilde geçirme şansımız var. Bugün gündemde olan ticari-ekonomik, insani konuların geniş bir biçimde Başbakan’la tartışma konusu olacağını umuyoruz.

Tarihimizde Türkiye’yle ticaret ilişkilerimiz çok fazlaydı ama bu hem objektif hem de sübjektif nedenlerden dolayı azaldı. Bunu arttırmak için fırsatlarımız var, büyük projeleri ortak uygulamak zorundayız. Bu toplantının amacı ekonomik, yatırım ve insani işbirliğine ek bir ivme kazandırmaktır. Başbakan’a hoş geldiniz diyorum. Sizinle tanıştığıma memnun oldum. Türk heyetinin Rusya Federasyonu’nda başarılı bir konaklama geçirmesini diliyorum.

Hoş geldiniz!

B. Yıldırım- Çok teşekkürler Başbakanım. Sizinle tanışma şansım olduğu için çok mutluyum. Devletlerimiz arasındaki ilişki sor bir süreci atlattı ve bu negatif deneyimden sonra ilişkilerimizi daha fazla geliştirme stratejileri planlıyoruz.

Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkilerin önemi yanında ülkelerimizin terörizme karşı savaşması ve barışı sağlaması da önemli.

Ticari-ekonomi, kültürel ve diğer alanlarda çalışmaya devam etmeli kaybettiğimiz zamanı insanlarımız için telafi etmeliyiz. Ağustos ayında bu yönde ilk adımlar atılmıştı, fakat adım adım giderek ve hızımızı arttırarak devam etmeliyiz.

D. Medvedev- Meslektaşım Türkiye Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’la konuştuk. Geniş bir konu yelpazesini değerlendirdik; ticaret ve yatırım enerji (petrol, gaz ve nükleer gibi) ve sanayi sorunları, ileri teknoloji, tarım, turizm kısacası bugün ilişkilerimizi inceledik.

İki ülkenin de hükümetlerine göre böyle toplantılar daha önce olmamıştı. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler ekonomi sektöründe dinamik bir şekilde gelişmiştir. En yüksek İşbirliği Konseyi de dâhil olmak üzere bütün mekanizma kuruldu. İlişkimizdeki son zamanlarda oluşmuş sorunlara rağmen kayıp olmadığını belirtmek gerekir. İlişkilerimizde oluşmuş zorlukların üstesinden gelmeye, karşılıklı yarar sağlayan projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bu aşamada en önemli şey ticaret ve ekonomi ortaklığı mekanizmasını yeniden başlatmaktır. Hala çalışır halde fakat sürekli büyümeye dönmek gerekmektedir. Geçtiğimiz iki yıl içinde toplam ciro siyasi ve genel ekonomik nedenlerden dolayı azaldı.

Gelecek sene kazandırmaya başlayacak olan yatırımlar dâhil finansal ortaklığı ve ekonomi ortaklığında yeni ayarlamaları da tartıştık. İleri teknoloji alanında dâhil olmak üzere çeşitli projeleri finanse edecek, sadece ülkemizde değil üçüncü ülkelerde de işe yarayacaktır.

Müzakerelerde “Türk Akımı” gibi çok önemli projeler konuşuldu. Kısa bir zaman önce Türk Parlamentosu ilgili yasayı onayladı. (2 Aralık 2016) Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ile olan “Türk Akımı” anlaşmasını onayladı. Bu önemli bir olaydır. Bizim tarafımızda onaylama süreci en kısa zamanda tamamlanacaktır. Hükümetimiz toplantısında belgeler incelenecek ve bütün gerekli onaylama prosedürleri gerçekleştirilecektir.

Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu’nun Rus tasarımıyla yapılmasını da tartıştık. Umuyorum ki yakında projeyi stratejik proje statüsüne atamak için gerekli belgeler verilecektir. Türk meslektaşlarımız siyasi kararın verildiğini ama onaylanması gerektiğini bildirdi. Bu projeyi hızlandırır ve yatırımcıların dikkatini çekecektir.

Farklı konular da tartışıldı. İnsani işbirliğinin geliştirilmesi dahil olmak üzere özellikle tarımsal işbirliği, kalite kontrol ve diğer alanlar tartışıldı.

Rusya-Türkiye ilişkilerinde çok zor bir sayfayı çevirdiğimize eminim, yeni bir temel üzerinde daha ileriye gidebiliriz.


B. Yıldırım- Gelişmeler sıcak, dostça bir atmosferde gerçekleşti. Son yıllar iki ülke arasındaki ilişkiler için çok zor oldu. Ama yeni bir sayfa açtık ve geleceğe odaklanmalıyız.

2 Kasım 2015’teki ilişki düzeyini yükseltmeliyiz. Bunu yapmak için gerekli siyasi irademiz var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Vladimir Putin de bunun için çalışıyor ve gelecekte bu hedeflere ulaşacağız; enerjiden ulaşıma, turizmden kültür ve tarıma her türlü alanda. Ticari-ekonomik ve kültürel bağların geliştirilmesini ayrıntılı bir şekilde tartıştık. Bakanlarımız temasal sorunları tartışma şansını elde etti. Önümüzdeki dönem çalışmalarıyla ilgili karara vardılar.

Büyük bir mutlulukla Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerin uzun bir tarihi olduğunu not etmek isterim. Ticari ve ekonomik bağları güçlendirme niyetindeyiz. Bunu yapmak için gerekli kapasite ve iradeye sahibiz. En önemli şeyse planlarımızın uygulanmasıdır. Biz ve her iki cumhurbaşkanı da özellikle enerji sektöründe bunların uygulanmasını takip edeceğiz. Türkiye ve Rusya doğal gaz alanındaki önemli projeleri stratejik ortaklık ruhu içinde gerçekleştirecektir. Gündemdeki “Türk Akımı” ve “Mavi Akım” ile birlikte hızlı kararlar veriyoruz ve bu kararların verilmiş olması bizi tatmin ediyor.

Akkuyu nükleer enerji alanı bizim için stratejik bir alandır. Bu çerçevede, bu projenin hızlandırılmasına yönelik kararlar alınacaktır. Cumhuriyetimizin yıl dönümünde, 100ncü yılında, birkaç güç üretimi merkezlerinin daha işleme girmesini istiyoruz. Enerji Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır.

Son yıllarda işbirliğimizin olduğu birkaç alanda iş hacmi düşüşü olmuştur. Dış ticaret cirosunun 100 milyar dolara ulaşma gibi çok büyük bir hedefimiz var. 36 milyar dolara ulaştık. Bu demektir ki önümüzdeki dönemde üzerimize düşen büyük bir iş var. 100 milyar dolar ticaret hedefine ulaşabiliriz. Bunun için kısıtlamaları kaldırmak, vize rejiminin basitleştirilmesi, iş hacminin artması için gerekli adımlar atılmalıdır. Bütün bu olumlu adımlar ilişkimizin gelişimine olumlu etki yapacaktır.

Sadece ticari-ekonomik değil, kültür alanında da birçok ortak ilgi alanımız var. Turizm alanında çok olumlu ilişkilerimiz var, iki halkın dostluğu ve karşılıklı çıkarlarımız çerçevesinde turizmi eski oranlarına çıkarmayı hedefliyoruz. Bütün sorunları çözecek güçteyiz ve karşımızda herhangi bir engel olmayacak. İlişkilerimizde gördüğümüz olumlu tempo beni oldukça mutlu ediyor. Umuyorum ki insanlarımız arasındaki ilişkilere daha da olumlu katkı yapacak.

Soru : TASS Haber Ajansı, Andrey Blashkevich, Sorum iki başbakana. Türk akımının Avrupa’da inşası hususunu da görüştünüz mü? Ve diğer proje Akkuyu. Ne zaman vergi avantajı sağlamak adına bu projeye stratejik yatırım statüsü verilecek? Bu projede Rusya kendi hissesini satabilecek mi ve bu projeyle ilgilenmeleri adına hangi Türk şirketlerinin projeye dâhil olması konuşuldu?


Medyedev :
“Türk akımı” projesinin devam etmesini konuştuk, bütün bunlar olumlu bir çerçevede konuşuldu. Şunu kast ediyorum ki, her iki tarafın da “Türk Akımı” için iradesi var, parlamentolarca projenin onaylanması, onay için gerekli yasanın imzalanması. Bu bize projenin gerçekleşmesi için güven veriyor. Rusya Federasyonunda ilgili yasanın onaylanma süreci için harekete geçiyoruz.

İş bundan sonra planlanan süreçte devam edecektir. Projenin iki halkası bulunmaktadır. Her halkada yıllık 15.75 milyar küp gaz akışı. İlki iç talebi karşılamak üzere Türkiye ayağı. İkincisi Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak gaz. Şu anda görüşmeler dağıtım ağının nerede olacağı ve bunun hangi yöntemde gerçekleştirileceği, eğer devam ederse ki bundan eminim bu Avrupa’nın yararına olacaktır. Çünkü bu dağıtım güzergâhlarının çeşitlendirilmesi anlamına gelecektir.

Bu başka bir dağıtım ağıyla rekabet anlamına gelmemektedir. “Türk Akımı” Avrupa pazarındaki mevcut hatlara göre alternatif anlamına gelmekte ve Avrupalı tüketicileri olası risklere korumak anlamına gelmektedir.

Akkuyu projesi ile ilgili olarak ise bu konuyu bugün detaylarıyla konuştuk. Bu konuşmalardan biri de projeye stratejik statüsü verilmesi idi. Partnerlerimiz bize güvence verdi ve bunun en kısa zamanda gerçekleşeceğini bildirdi. Bu projeye yatırımcı olarak katılmak isteyenleri çekecektir.

Öte yandan, projenin temel koşulları devam etmektedir. Hisselerin güncel oranda dağıtılması. Bu anlamda proje Rusya içinde benzersiz bir projedir. Hatırlatmak isterim ki bu proje 2010 yılında Türkiye’yi ziyaretim esnasında doğdu. Fakat bilinen sebeplerle proje planlanandan çok daha yavaş ilerliyor. Bugün şunu söylüyoruz ki, bu projeyi hızlandırabiliriz, Atom istasyonunun ilk bloku Cumhuriyetin 100. Yılı, 2023’de faaliyete hazır hale gelebilir. 

Binali YILDIRIM :
Meslektaşım tüm detayları verdi. Bütün görüşlerine katılıyorum. Özellikle Akkuyu projesiyle ilgili olarak. Bu projenin statüsünü stratejik yapmaya karar verdik. Ve bu kesinlikle olacaktır. Geri kalan lisanslarla ile ilgili olarak geri kalan süreçleri hızlandıracağız. Hızı düşürecek hiçbir şey olmasını istemiyoruz. Projenin zamanında gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız. Türk Akımı ile ilgili olarak, çok yakın bir zamanda proje imzalandı ve Parlamento’dan geçti. Şu anda Rus Tarafında da onayını bekliyoruz. “Türk Akımı” sadece Rusya ve Türkiye ile ilgili değildir. Avrupa’nın enerji güvenliği için çok büyük bir önemi vardır ve bu proje bölgesel bir projedir. Bu proje, Rusya ve Türkiye arasında gelişme ve stratejik partnerliğin gelişmesine imkân vermiştir.

Soru : Ülkelerin başkanları ticareti 100 milyar dolara ulaştırma hedefi koydu. Türk uzmanların Rusya’da çalışması hususunda kararlar alındı mı? Bu yönde olumlu adımlar atılacak mı?

Türk uzmanların Rusya’da çalışması. Bu üzerinde mutabakata varmamız gereken meselelerden biridir. Demin 100 milyar dış ticaret hedefi üzerinde konuştunuz. Bu benim 2010 yılında Türkiye’yi ziyaretim sırasında konulmuş bir hedeftir. Biz şundan yola çıkmıştık, dış ticaret rakamları 50 milyara yaklaşıyor ve önümüzdeki 5 yıl içinde 100 milyar dolara ulaşma planlarımız vardı. Fakat ekonomik olarak değer kaybı, makroekonomik durumlar, ayrıca malum bazı politik gelişmeler bu hedefe ulaşmamıza engel oldu. Fakat daha önce belirttiğimiz projeler ülkelerimiz arasındaki ilişkileri genişletecek ve 100 milyar dolar hedefine ulaşacağız.

Bu konular dışında, birçok entegre proje hususunda da görüştük. Bu ticaretimizi geliştirecektir.

Ortaklıkla ilgili olarak ise Rus pazarında çalışmak konusunda, şu anda ülkemizde bir takım kısıtlamalar var, fakat Türkiye’den gelen uzmanlar konusunda birçok kısıtlama kaldırıldı. Bunun dışında 2018 yılında gerçekleştirilecek futbol dünya kupası gibi büyük projelere gelecek uzmanlarla ilgili ülkemiz açısından bir sorun yok.

Bu konuda ilerlemeye hazırız fakat bazı alanlarla ilgili mütekabiliyet konusu var. Avrasya Birliğindeki durumu da düşünmeliyiz. Yabancı işçi konusundaki kararlar sadece iki hükümet arasında değil, tam işlevle çalışan Avrasya Birliği düzeyinde de konuşulmaktadır.

Bu kapsamda, Türk partnerlerimiz Avrasya Birliğindeki üyelerle de görüşmelidir.

Soru : RİA Novosti : Sayın Yıldırım’a bir sorum olacak. 2017’de Rusya’dan Türkiye’ye turistik dalganın eski seviyesine gelmesini düşünmek çok optimistik. Artan terörizm tehlikesi düşünüldüğünde ülkenize gelen Rus turistlerin güven içinde tatil geçirmesini sağlamak üzere yaptıklarınız nelerdir?

Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında bir yıl önce büyük bir başarı kazanmıştık. Geçtiğimiz yıldan itibaren gelen turist sayısında büyük bir düşüş oldu. Fakat umuyorum ki 2017 yılında eski orana geri gelme durumunu göreceğiz.

Şunu belirtmek isterim ki, güvenlik ve terör tehlikesi sadece ülkemizde değil, tüm dünyada olan bir sorun olup, hiçbir ülke terörizme karşı sigortalı değildir.

İstenmeyen bir durumun olmaması için ilgili önlemleri ve tüm gerekli girişimleri gerçekleştiriyoruz, ülkelerimiz ve ilgili özel kuvvetler organları arasında bilgi değişimleri gerçekleştiriliyor.

Ayrıca ilgili fiziksel güvenlik önlemleri de alınmaktadır. Üç gün önce Sayın Lavrov’da Antalya’da idi. Türk meslektaşları ile bu konuyu konuştu. Bu plandan kimsenin şüphesi olmasın, değerli konuklarımızın güvenliği için tüm önlemler alınmaktadır. Konuklarının güvenliğini sağlamak Türk hükümetinin görevidir. Bu plandan kimsenin şüphesi olmasın.

Soru : Suriye konusunun iki ülke içinde büyük önemi var. Suriye’nin yeni bir konsültasyon sistemi üzerinde konuştunuz mu? Ateşkes kararı Rusya Federasyonu bloke edildi. Bu konu konuşuldu mu?

Elbette Suriye’yi konuştuk. Aslında bu konu öncelikle Cumhurbaşkanlarının yetkisinde olan bir konu. Son zamanlarda konuyla ilgili birçok telefon görüşmesi gerçekleştirdiler. Bu özel konuşmalarda Suriye konusu ön plana çıkmıştı. Bizde Sayın Başbakan ile bu konuyu konuştuk. Suriye’nin normalleşme süreci ülkelerimizin öncelikli hedeflerinden birisidir. Bölgenin yararınadır. Şu anda Suriye çok zor bir durumun içinde. Suriye’nin geleceğini belirlerken ülkenin iç diyaloğu en önemlisidir. Sorunu çözecek çözüm Suriyelilerin kendileri tarafından hazırlanmalıdır.

Terörizm ve terörist güçlerle çatışma dâhil olmak üzere insani durumu ve diğer konuları konuşacak olursak, cumhurbaşkanları, askeri ve diğer organlarla direkt olarak diğer ülkelerle de direkt konuşmalar ve görüşmeler başladı. Bunun daha önce gerçekleştiğini söyleyemeyiz. Bu tür diyaloglar çok yararlıdır. Fakat şu anda görüşmeler tam anlamıyla yürüyor ve hepimiz terörist tehlikenin varlığı hususunda hem fikiriz. Şundan eminim ki bu diyalog Türkiye ve Rusya arasında devam edecek. Buna tüm gerekli ilgili kurumların iletişimi de dâhildir. Bunu biz bugün Sayın Başbakan ile görüştük.

Binali Yıldırım :
Bu konudaki iletişim ve işbirliği şu anda en düzeyde sürmektedir. Rus askeri ve diplomatik güçleriyle çok verimli bir işbirliğini destekliyoruz. Elbette ki, Halep’teki insanlık dramının bitmesini istiyoruz, orada bulunan insanların insani yardımların ulaşmasını istiyoruz. İki tarafta bunun için çaba harcıyor. Bunun dışında terörist ve sivillerin birbirinden ayrı olarak değerlendirilmesi de hayati bir meseledir. Bu bağlamda, bu meseleyle ilgili Türkiye’de çalışmalar sürmektedir. Türkiye bu tehdidi önlemek istemektedir. Öte taraftan, ülkelerinden kaçan insanların ülkelerine geri dönebilmek için aynı şartların oluşmasına çabalıyoruz. Bu kapsamda, Fırat Kalkanı operasyonumuz devam etmektedir. Suriye sorunun bitmesi çok yakındır ve bu doğrultuda gerekli adımlar atılmaktadır.





7 Aralık 2016 Çarşamba

Fidel Castro



- Ben devrime başladığımda yanımda sadece 82 kişi vardı. Devrimi tekrarlamak gerekirse 15 hatta 10 kişi bile yeterdi. 10 kişi ve tamamıyla inanç. Kaç kişi olduğunuzun önemi yok. Önemli olan inanmak ve düzgün bir planınız olmasıdır.

- Benim kalbim çeliktendir.

- Ben tıraş olmaya vakit harcamam, ki bu yaklaşık günde 15 dakika sürer. Yılda bir kaç gün tasarruf ederek, bunu daha önemli işler yapmak için harcıyorum.

- Ülkemiz manevi anlamda bir cennettir. Defalarca söylediğim üzere ben cehennemde hayatta kalmaya çalışmaktansa, cennette ölmeyi tercih ederim.

- Beni sorgulayabilirsiniz. Bunun bir değeri yok, çünkü tarih beni haklı çıkaracaktır.

- Ülkelerinde milyonerler ve dilenciler varken, siyahiler insan yerine konulmazken,kadınlar kendilerini satarken, yüz binlerce Latin Amerikalı aşağılanırken ve sömürülürken, Kim? Amerikalı liderlere insan haklarından bahsetme hakkını veriyor.

- Başarı, azim ve sabır demektir.

- Bir adamın kalbindeki kadın; kutsal ve bozulamaz bir saygının kaynağıdır.

- Modern dünyanın hiçbir sorunu güçle, global, teknolojik ve askeri, çözülemez, güvenliği garanti edemez.

- Çıkarlar ve silah üreticilerinin büyük miktardaki karları, insan ırkının daha da zalimce ve hunharca katledilmesine sebep oluyor.

- Dünya, Amerika'nın patlatmaya hazır olduğu bir barut fıçısında yaşıyor.

-  Başkalarını korumak için savaşamayan, kendisini korumak için savaşamaz.

- Amerika bizim ile uzlaşmaya çalışıyor. Ancak Amerika'da siyahi bir lider ve Roma'da Latin Amerikalı bir Papa olduğu zaman.

- İdealleri olmayan bir hayat hiçtir. Bunun mücadelesini vermekten daha güzel bir mutluluk olamaz.


19 Ekim 2016 Çarşamba

Kişisel Gelişim ve Efektif Çalışma İçin 14 Canlı Tavsiye


                                  Kişisel Gelişim ve Efektif Çalışma İçin 14 Canlı Tavsiye

1- Hayatınız başladı. Bunda ara yok, deneme versiyonu ve restart butonu yok. Her kararınız önem önem arz ediyor.

2- Eğitim lise, üniversiteden mezun olduktan sonra bitmez. Bilgi başarımız için çok çok önemli. Hayatın ve gelişimin gerisinde kalmamak için öğrenmeye, okumaya ara vermemeliyiz.

3- Zayıflıklarımızın, eksikliklerimizin hiçbir önemi yok. Bunu basitçe kabul edelim. Önemli olan sadece güçlü özelliklerimiz, güçlü yönlerimiz! Bunları geliştirmeliyiz. Hayatın bize vermediği yeteneklere ağlayıp vakit kaybetmek yerine, güçlü yönlerimize odaklanmak, güçlü yönlerimizi daha da geliştirmeye çalışmak, mutluluğumuz ve başarımız için çok önemli.

4- Kişisel gelişim ve başarı çoğu zaman Comfort Zone – Rahatlık Alanından uzakta yer almamızı gerektiriyor. Başarı için, hedefimize ulaşmak için rahatlık alanımızdan, alışkanlıklarımızdan çıkmamız, risk almamızı gerektiriyor. Kişisel rahatlık alanımızın sınırlarını, fark ettiğimiz fakat kıramadığımız psikolojik kısıtlamalarımızı öğrenmeye ve belirlemeye çalışmalıyız, bu duyguların hangi alanlarda bizi geri tuttuğunu not etmeliyiz. Ve gerektiğinde sürekli bu alanlardan çıkmalı, kırmaya çalışmalıyız.

5- Başarı, onun için gönülden çalışan kişiler tarafından kazanılır. Sadece oturup bekleyenler, genelde güzel hiçbir şeyle karşılaşmazlar. Başarıya ulaşılacak tek yol – Sabır ve Çalışmadır.

6- Başlamak için ideal zamanı beklenmemeli. Bir şeyi yapmak istiyorsak, hemen başlamalıyız. İdeal zamanın gelmesi için daha fazla vakit harcamamalıyız. O beklediğimiz an hiçbir zaman gelmeyecek.

7- Tümüyle ve tam zamanında her şeyi alamayız. Bizim için önemli konular ve hedefler için doğru kararı almayı ve kendimizi buna adamaya hazır olmalıyız.

8- Hayat yolunda karşımıza çıkan herkesin bizim için bir değeri vardır. Etrafımızdaki kişilere değer vermeli, onların artılarını, yanlışlarını, deneyimlerini not edip, öğrenmeliyiz.

9- Deneyim ve yaşadıklarınız, hayatınızdaki en önemli yatırımdır. Geleneksel başarı göstergeleri olan ev, pahalı arabalar artık güncel değil. Duygularınız, algılarınız, bilginiz ve deneyiminiz, işte gerçekten önemli olan bu!

10- “Sonra” asla demektir. İşlerinizi sonraya bırakmayın. Anı Yaşayın!

11- Başarı azim demektir. Asla teslim olmayın, asla pes etmeyin. Hayallerinizin gerçek olacağına inanın. Hayallerinizin gerçek olmasını takip etmek bazen zor olur, fakat sonuçları buna değer.

12- Düzenli olarak antrenman yapın. Sağlığınızın iyi olması için çaba harcayın. Fit ve sağlıklı bir vücut için düzenli antrenman şart. Sporun getirdiği endorfin ve mutluluk duygusunun insana katacağı mutluluk kadar güzeli yok.

13- Başarısızlıklarımızın hiçbir önemi yok. Sadece başarılarımızın var. Bu yüzden hata yapmaktan korkmamalıyız.

14- Bize hiç kimse yardım edemez. Kendimize kendimiz yardım etmeliyiz.