Bu dünyaya Türk
olarak gelmesem ve bir ülkede doğmayı seçme imkanım olsa Japon olmak isterdim.
Bu çalışkan,
saygılı millet, zamanında Amerika’ya kafa tutmuş, üzerine dünyanın en büyük
felaketini yaşamış, çalışkanlıkları ve bir ada ülkesi olarak tutumluluklarını çalışma hayatına ve prensiplerine yansıtarak küllerinden yeniden doğmuş, çok
sevdiğim bir ulus.
Sony’nin kurucusu
Akio Morita’dan sonra ikinci tanıştığım, kültürünün ve ulusunun tüm
özelliklerini, çalışkanlığını yansıtan ikinci asil karakter Sushi Ustası, Jiro Ono.
Jiro şu anda 90
yaşında, Tokya’da küçük bir sushi restoran işletiyor, restoranın küçüklüğüne
rağmen restoranı ve sushileri dünya çapında ünlenmiş, hakkında film çekilmiş,
Japonya’da ilk defa meşhur Michelin 3 yıldızını alan, dünyanın yaşayan en iyi
sushi ustası olarak anılıyor.
Hakkında belgesel
şeklinde çekilen film ise, oldukça etkileyici, çalışma hayatını, prensiplerini,
ailesini, arkadaşlarıyla röportajları içeriyor, Jiro’nun başarısının sırlarını
açıklamaya çalışıyor.
Nasıl mesleğinin
en iyisi oldu, ona kim yardım etti, makalede bu konu üzerinde durulacak.
İşini Sevmelisin!
Jiro diyor ki : “Mesleğini
seçtikten sonra kendini o işe tamamıyla adamalısın. Mesleğine aşık olmalısın. Hiçbir
zaman yaptığın işten şikayet etmemeli, hayatını, mesleğinde mükemmeliyete ulaşmaya
çalışmalısın.
Bu başarıya
ulaşmanın ve evrensel kabulün yoludur.”
Jiro mesleğinde tatmini
yaşayan, her gün işini yapmaktan büyük keyif alan, kutsanmış bir usta. Bu enerji,
ilerlemiş yaşına rağmen ona her gün tam zinde kalkarak işine gitme gücünü
veriyor.
O hayalindeki işi
bulmak için romantik bir maceraya atıl demiyor, O seçtiğin işi sev diyor.
Bu evlilikte
olduğu gibi bilinçli olarak yaptığın mesleğe karşı sevgiyi, fedakarlığı ve saygıyı
üretmen. Bu durum büyük bir alevle başlayan fakat heyecanını kaybedince hemen
sonlandırılan evlilikler gibi.
Jiro’ya göre
gerçek sevgiyi bulabilmek için ona hayatını adamalısın.
Genelde iki türlü
meslek seçimi var. Başından sonuna kadar tutkuyla bağlanılan, yada sadece para kazanmak
için. Bu yüzden bazıları büyük bir memnuniyetle çalışırken, bazıları da
bilinçsiz bir şekilde mesleğine yıllarını verip, emekli olup, hayatını yaşamak
istiyor.
Her gün sadece
para kazanmak için çalıştığımız mesleğimize sevgiyle bağlanmaya çalışsak ne
olur? Bu hayatımızın kalitesini ve büyük ıstırapla beklediğimiz tatillerin ve hafta
sonlarını beklentilerini tümüyle değiştirir.
Kişiliğinizi ortaya çıkarın, birtakım şeyleri
basitleştirin ve mesleğinizde derine inin
Sushi- terim
olarak basit bir gıda, Jiro bu minimalizmi yeni bir seviyeye getirdi, sadece sushi
üretme tekniğiyle değil, fakat menüsüyle de. Diğer benzer restoranların aksine
Jiro başka öğünler sunmuyor, her gün 20 tür sushi sunuyor. Restoran’da menü sadece
sushi ve 10 kişilik yer var.
Bu durum onların
müşterilere daha iyi hizmet etmesine ve onlara odaklanmalarına, yüksek kalitede
sushi yapmalarına imkan veriyor. Müşterilere mümkün olduğu kadar iyi hizmet verilmeye
çalışılıyor ki, müşterinin sağ veya sol eline kullandığına dikkat edilerek,
servis buna göre gerçekleştiriliyor.
Yoshikazu Jiro’nun
büyük oğlu aynı restoranda şef olarak çalışıyor ve babasına yardım ediyor. Her gün
aynı ve tek şeyi tekrarladıklarını ifade ediyor. Temel olarak sürekli aynı şeyi
yaparak, mükemmeliyete ve ustalığa ulaşıyorlar.
Bu kural Jiro’nun
hayatında da aynen devam ediyor. Her gün
beklerken ve metro’da aynı koltukta oturuyor. Tatilleri ve hafta sonlarını
sevmiyor ve işine mümkün olduğunca hızlı dönmeye çalışıyor.
Buna iş hayatında
mesleki derinlik deniyor. Her gün aynı ve şeye odaklanarak, tamamıyla yaptığınız
işe fokuslanmak. Bu yetenek ve ısrarlı çalışma sonucunda işinizle ilgili geniş
bir yaratıcılığın kapısını açıyor.
İşinize olan aşk, fedakârlık ister!
“İşe olan tutkuyu”
bir kez daha açalım. Bazılarının düşüncesine göre sevdiğiniz işi yaparsanız,
güçlüklerden uzakta olursunuz, bütün hayatınız kolay ve basit olur. Bu durum
aslında öyle değil. Sevdiğiniz iş siz özellikle başlangıç etabında çok zorlu
olur. Bu yolda büyük bedeller ödemeye hazır olmalısınız. Sevdiğiniz işi
yaparken çok zorlu süreçlerden geçeceksiniz, fakat ısrarla devam sonucunda
mükafatını da göreceksiniz.
Jiro örneğini
incelersek, işi onu çocuklarından ayırdı, çocukları onsuz büyüdü diyebiliriz.
Evlendiğinde tam yokluktan başladı ve fakirlikle mücadele etti. Çünkü hiçbir
birikimi yoktu. Çocuklarının bir koka-kola içebilmek için 1 ay boyunca para
biriktirmesi gerekiyordu.
Bugün durum
değişti. Jiro’nun çocuklarıyla mükemmel bir ilişkisi var. Sanatını çocuklarına
öğretti. Fakat bu zirveye ulaşmak için fedakarlıkla dolu yıllar geçirmek ve çok
çalışmak zorunda kaldı.
Jiro’nun
kutsandığı bu noktada ustalığa ulaşması hızlı kararlar ve 9 saatlik mesai ile
ulaşılabilecek bir seviye değil. Ağır, konsantre ve bazı durumlarda acı çekme
derecesinde çalışarak ulaşılabilecek bir nokta.
Hayallerinin
mesleğine ulaşmak, sadece mesleğinle evlenirsen ve ona hayatını adarsan,
mükafatını görebileceksin.
Jiro’nun hikayesi
bize mesleğinize olan aşk ve fedakarlıkla yüksek seviyelere ulaşılabileceğini, iş
hayatında başarıya ulaşmak için hızlı başarı formülleri olmadığını gösteriyor.
Bu fikre belki
itiraz edebilirsiniz, hatta Jiro’nun filmini izlerken de bunun üzerinde
düşünebilirsiniz. Tavsiye olunur, oldukça ilham verici.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder